Şirin Tekeli Ödülü – Ana Akım Medyada Cücelik Temsiliyeti ve Hegemonik Erkeklik Stratejileri

5 Aralık 2020 tarihinde “Şirin Tekeli” adına SuGender tarafından düzenlenen çok keyifli ve anlamlı , düşündüren bir ödül törenine katılma imkanım oldu sevgili Özlem Belkıs hocamız sayesinde. Doktora öğrencileri, tezlerini sundu. Orjinal ve bu ülkeye güzel katkıları olan tezlerdi…

Özetle eğitim sisteminde basılan kitaplardaki temsiliyetler ve söylemlerin değişimi, Oyuncu Eliza Binemeciyan ve yaşadığı zorluklar, kilim ve dokumanın kadın emeği hakkında durumu gibi konular vardı…

Merve Koç ‘un sunumu ise özellikle engellilik adına ciddi farkındalık yaratan bir sunumdu. Kendisi “Normatif Bedende Erkeklik Deneyimleri: Hegemonik Erkeklik Söylemi ve Cüce Erkekler.” isimli bir tez yazmış. Engellilik alanında Akondroplazi yani cüce bireyler en mağdur olanlardan biri çünkü hem engelli sınıfından çıkarılıyorlar hem de haklarını arayıp tekrar haklarını elde etmeye çabalıyorlar…

Söyleşiler ise çok vurucuydu. Her yeni ortamda yeniden engelli olduğunu fark etmeleri ve özellikle bir bireyin köyde canavar diye taşlanması ve köydeki kadınların “Uslu durmazsanız böyle canavar olursunuz” diye çocuklarını korkutması iç acısıydı.

Kendisi görüşme sırasında cüce bireylerin sandalyeye çıkma konusunda çok zorlandıklarını, inemediklerini, hastalıklar çektiklerini söyledi. Onların yaşadığı zorlukları dinlemek üzücüydü.

Çarpıcı bir söylem ise bu sunumda, Cüce bireyler ile ilgili akademik çalışmaların yetersizliği ve bu konu ve onların sıkıntılarıyla ilgili 4 tane akademik kitap olması. 4’ü de ne üzücü ki sadece ” saray kültüründe soytarı cüceler” üzerine kurulu. Bu kadar eserler, çok kısır bir alan.

Bütün sunum sürecinde aslında benim en ilgimi çeken ise bir bireyin Çaycı Hüseyin karakteri yüzünden kendisi ile dalga geçilmesiydi. Arkasından “Çaylaaarrr” diye bağırıyorlarmış. Onun yerine Game of Thrones’taki Tyrion Lannister karakteri veya Çok Güzel Hareketler Bunlar programına çıkan Hamza isimli oyuncu ise ona iyi hissettirmiş. Hayli ilginç ve vurucu bir karşılaştırma olarak geldi bana, özellikle bir yansıtma içermesi açısından.

Bu bireylerin hayatı için resmen kaderini tayin edecek şekilde ana akım medyada temsiliyetin ne kadar önemli ve kritik olduğunu düşündüm… Dalga da geçilebilir, kabul de edilebilir…

Çaycı Hüseyin – Tyrion Lannister

Çaycı Hüseyin karakteri daha karikatüre edilmiş ve karakter derinliği olmayan bir rol iken Tyrion Lannister karakter derinliği verilmiş ve empati kurulabilecek bir karakter. Maalesef Çaycı Hüseyin bedeni üzerinden seçilmiş bir karakter ve toplumdaki algıyı olumsuz şekillendiriyor çok belli ki. Keza aynı rolün teklifi bir cüce bireye de gelmiş ve kendisi “Beni bedenim sebebiyle oynatmak istedikler, bedenimi kullanmak istediler, rol bana doğru gelmedi” diye reddetmiş.
Hüseyin agresifliğiyle hegemonik erkeklikle başa çıkmaya çalışırken, Tyrion Lannister ise cüceliği sebebiyle çok okuyup, hegemonik erkeklikle zeka ile başa çıkma stratejisi üretmiş bir birey, kendisi ataerkiyi temsil eden ve kendisinden her zaman utanan babasını öldürüyor. Klişe bir baba-katili gibi gözüküyor ama burada karakter cüce olduğu için hiç kaale alınmayan ve görmezden gelinen bir karakter, bu açıdan sıradan bir yazım değil.

Tyrion Lannister’ın acılarını, aşklarını ve tüm yaşamına empati kurabiliyoruz ve bir karakter gelişimi var. Çaycı Hüseyin’de ise öyle bir karakter gelişimi yok, bir karikatür, beden üzerinden inşa edilmiş bir karakter. Bütün kaynaklarda da soytarılık üzerine yer alması dikkatimi çekti, ki bu da bedeni temel alan bir yaklaşım.

Sonuç olarak tüm bu söylemler bana bedensel açıdan engelli olanların ana akım medyada bedenleri sebebiyle değil, karakter derinliğiyle yer alması onların kabul edilebilirliğini arttırabilir diye düşündü ve böylesi bir yaklaşım hegemonik erkeklikle başa çıkma stratejisi olabilir diye bir çıkarımda bulundurdu. Keşke dedim bu buluşmalar sanal olmasaydı da Özlem hocayla, sunumu yapanlarla uzun uzun konuşma fırsatımız olsaydı. Yine de buluşabilme imkanı da çok değerli.

Sunumlar ve ödül töreni, görmediğimiz bir çok alana ışık tuttu. Neler yapılabilir, neler ülkede değiştirilebilir konusunda çözümlere çok ihtiyacımız var…
Bu vesileyle cücelik sebebiyle mağdur olan bireyleri anmak istedim ve böylesi bir sunuma katılınca ucundan da olsa onların yaşadığı zorluklara değinmek istedim.

Merve Koç, Tyrion Lannister’dan bir alıntıyla bitirdi konuşmasını ve vurucu bir cümle olarak yer aldı:
“Kim olduğunu asla unutma çünkü diğer insanlar bunu unutmayacak. Kimliğini bir zırh gibi üzerinde taşı; böylelikle kimse bunu sana zarar vermek için kullanamayacak.”

Efe Elmas
Kadim Lisan

Henüz Yorum Yapılmamış

Cevap Yaz

E-Posta adresiniz paylaşılmayacak.