Maya Şamanizminde Atalarla Buluşma

Yazının görseli, Xtacumbilxunaan mağaralarındaki “El Corazon de la Madre” (Ana Kalbi) isimli kaya formasyonuna ait.

“Vision Quest” (Durugörü Arayışı) ya da ”Atalarla Buluşma” Maya şamanizminde kişiye özel güçler kazandırma amacıyla yapılan ve Batılı kaynaklarda “Vizyon / Durugörü Arayışı” şeklinde tercüme edilmiş bir kişisel çalışma vardır. 

Maya lisanındaki ismi böyle değildir çünkü amacı da “vizyon” aramak değil, soy ağacının rehber güçleriyle bütünleşmektir. Bu kişisel seremoninin en makul çevirisi, “Atalarla Buluşma”dır.

Şaman yolculuğundan tümüyle farklı bir doğa seremonisi olan “Atalarla Buluşma”, kısa bir hazırlık sürecini takiben, doğada, ücra bir alanda birkaç gün geçirmeyi gerektirir. Ritüellerle bezeli bu sürede yemek yenmez; çıngırak ve davul çalınır, dans edilir, şarkılar söylenir, şamanik dualar edilir, hepsinde amaç Ata ruhları çağırmaktır.

“Atalarla Buluşma”, yaşam sürecinde karşılaşılabilecek güçlüklerle baş etme becerisini kazanmak, bedenen kuvvetlenmek, korkulardan tümüyle arınmak amacıyla kişinin kendi soyundan güçlü rehberlerle kozmik âlemde buluşma niyetini, fiziksel âlemde onların gücüyle donanma amacını taşır.

Türlü şüphelerden, endişelerden, kaygılardan, bunların doğuracağı yargılamalar, öfkeler ve korkulardan kurtulmak için görmüş geçirmiş, güçleri efsane olmuş Atalarla boyutlar arası bir ilişkiyi başlatma anlamını taşıyan “Atalarla Buluşma”, esasen bir inziva türüdür. 

Ata Rehberlere Çağrı

Sert koşulları olan bir doğa mekânında uzunca bir süre kalmanın zaten zorlayacağı aday bunlara göğüs gererek Ata rehberlerini yürekten çağırdığına, yardımlarını gerçekten dilediğine, niyetinin tam ve kesin olduğuna inandırmak ister. Zorlayıcı koşullara dayanamayan ve bırakanlar ileride tekrar denemeyi düşünebilir ya da vazgeçebilirler. Niyetin gücü burada önem taşır. 

Bu kişisel çalışma tamamlandığında hem hayatla baş etme becerilerinde hatırı sayılır nitelikler, hem de köy halkı nezdinde yüksek itibar kazanılmış olur.

“Atalarla Buluşma” için yola çıkmadan önceki günlerde normalden daha az yemek yenir ve heybeye sadece su, uzanılacak bir ince kilim ile davul ya da çıngırak konur. Genelde dağlık bir bölgede, ormanın göbeğinde, yakınında bir mağara ya da oyuk olan yüksekçe bir mekân seçilir. 

Seremoniye Başlangıç

Bu çalışma bir seremoni olduğu için önce kendine özel alan oluşturulup “Maya Şaman Şifası” kitabımda anlatıldığı biçimde bu alan özelleştirilir ve çevresi taşlar ya da otlarla işaretlenir. Dört yöne seslenerek kâinatın ruhlarına selam edilir.

Günler içerisinde doğanın tüm varlıklarıyla ilişkiler kurulur, suskun dua zamanları seçilir, arada davul ya da çıngırak çalınarak danslar edilir, enerji çalışmaları yapılır. Uyumamak için başka ne gerekirse yapılır çünkü bu bir dayanıklılık ve direnme gösterisi olduğu kadar, Ataları niyetin samimiyetine ve içtenliğine inandırma sürecidir de. Kaldı ki, Ata Rehberlerin kendilerini belli edecekleri işaretler için uyanık olmak çok önemlidir. Bazen beklenmedik bir hayvan sesi, bazen ani çıkıp hızla biten fırtına ya da yağmur, bazen dikkat çeken bir taş, bunların hepsi, “Atalarla Buluşma” seremonisinde anlamlı işaretler olabilir – Ataların ilgisine dair.

Bu işaretler başlayınca, önceden tespit edilmiş oyuk, kovuk ya da en iyisi mağaraya girip uzanma vakti gelmiş demektir. Uykusuzluğun artık iyice zorladığı bu seçilmiş gecede mağarada uzanılır, bir başka güçlü duyu ile uyanmaya niyet edilir. Meditatif bir uyku veya lusid rüya gibi bir rüyaya yatış niyetiyle sessizliğin en derininde bekleme süreci başlar. 

Kişiyi yerinden kaldıran şey bazen güçlü bir sestir, gözü açınca görülen insan formunda bir imgedir, ya da bir varlığın enerjisini çok güçlü şekilde duyumsamaktır. Bu süreçte alınan mesajları zihne kazımak, kalkınca çevrede fark edilen değişik nesneleri hemen şaman kesesine koymak, rehberliğin gücünü ve mesajlarını korumaya yardımcı olacaktır.

Seremoni Sonrası

Tüm şamanik doğa çalışmalarında olduğu gibi, mekân bulunduğu gibi bırakılmalıdır. Seremoni adabıyla yeniden dört kardinal yöne ve kâinatın tüm varlıklarına ve Ata rehberlere teşekkür ile çalışma bitirilir.

Bu süreçteki deneyimler (uykusuzluk ve yorgunluktan) net algılanamasa dahi, rehberlerin gücü tüm bedende hissedilmiş olduğundan gereken zamanda mesajların zihinde canlanacağı, izleyen günlerde rüyalar vasıtasıyla netleşeceğine inanç tamdır ve hep böyle de olur. Kaldı ki, bir Şaman ile görüşülerek, anlaşılamayanlara anlam katılması mümkündür.

Hayat yolunda güçlerini paylaşmalarına, zor zamanlarda sundukları güç desteğiyle engellerin aşılmasına niyet edilerek buluşulan Ata rehberler, hayata dair sorularda rehberlik eden ve şaman yolculuklarında buluşulan “Nagual”lerden farklıdır. Batılı yazarların bu bireysel seremoniyi “vizyon arayış”ı diye adlandırmaları, hayat hakkında önemli sorular sorulan bir çalışma olduğunu yazmaları bir yanılgı yaratmaktadır. 

“Vizyon” aranmayan, Ataların rehber ruhlarının bedene aktarılması amaçlanan bu seremoniyi (Şamanlar hariç, genellikle erkekler) hayatın belli bir döneminde ve anlamı itibariyle tek bir defa yaparlar. Bu şekilde Ataların sürekli güç aktarma rehberliği talep edilmiştir; tekrarına gerek olmayacaktır. 

“Nagual”lerle ise, her şaman yolculuğunda hayatın önem taşıyan sorularına yanıt almaya devam edilir

Ayşe Nilgün Arıt

Ayşe Nilgün Arıt, İstanbul’da doğdu. Üsküdar Amerikan Lisesini ve İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesini bitirdi. Almanya’da Bonn Üniversitesi’nde Farmasötik Kimya üst lisansı yaptıktan sonra eğitimine Köln Üniversitesinde devam ederek, Tiyatro, Sinema ve Televizyon Bilimleri Fakültesinden mezun oldu. Yurda döndüğünde 1980’li yılların toplumsal ortamında, kültürel çalışmaları meslek olarak seçmek olanaksız hale gelmişti. İlaç sektöründen gelen bir teklifi kabul etti. 1980-2002 yılları arasında yabancı sermayeli iki ilaç şirketinin Genel Müdürlüklerini yaptı. 2002 yılında Orta Amerika’ya yaptığı ilk yolculuğunu takiben iş hayatını geride bırakmaya ve Maya kültürünü derinlemesine araştırmaya, bu nedenle de İspanyolca öğrenmeye karar verdi. Don Miguel Angel Vergara Calleros ile tanışması kendisine bu kadim uygarlığın daha derinlerine uzanan bir yolu açtı. Meksika’ya yerleşti. Uzun bir inisiyasyon sürecini takiben kırmızı Şaman kemerini taktı. 2012 yılından beri Guatemala’da Atitlan gölü kıyısındaki San Pedro La Laguna köyünde özel çalışmalar yapmaktadır. Ayşe Nilgün Arıt, Maya bilgilerinin çok derin temellerine vakıftır. Maya dinî felsefesi, kutsal kitapları, sözlü gelenekleri, seremonileri, ritüelleri, mantraları, tapınakları, sanat eserleri, takvimleri, sembolleri ve bu kadim inanç sisteminin derinliklerini öğrencileriyle yürekten bir bağ kurarak paylaşmaktadır. Miguel Angel Vergara’nın elyazmaları olarak muhafaza ettiği bilgilerinin bir bölümünü de eklediği ilk kitabı “Kutsal Maya İnancı” 2011 yılında çıkmış ve 2018 yılında revize edilerek yeniden yayınlanmıştır. İkinci kitabı “Şamanın Kozmik Dünyası” 2013 yılında ve “Şamanizmde Kutsal Rehberler 'Nagual Sembolizmi’” 2015 yılında yayınlanmıştır. 2017 yılının Ekim ayında ise "Maya Şaman Şifası" isimli kitabı okuyucularla buluşmuştur.

Henüz Yorum Yapılmamış

Cevap Yaz

E-Posta adresiniz paylaşılmayacak.