Psişenin Kutsal İmgeleri

PSİŞENİN KUTSAL İMGELERİ

Bu pazar biraz daha ilginç bir fenomenden bahsetmek isterim; gördüğünüz imgelerin gerçekleşmesi.

Carl Gustav Jung, fantezi ve hayalin mitik ve arketipsel altyapısını keşfetmesinin yanı sıra, bunların kollektif bilinçdışından kaynaklanan insan psişesinde güçlü imgeler olduğunu da farketmiştir. Bu imgeler, kişinin bireyselleşme sürecinin yani kendisini anlama sürecinin parçasıdır. Zamandan bağımsız görünen bu tarz bazı imgeler gerçektir. Bunlar rüyalarda veya Jung’un aktif imgelem dediği imgelerde ortaya çıkabilir. Carl Gustav Jung’a göre psişe insan ruhunun tamamıdır, kişiliği, bilinçdışını, bilinci kapsayan süreçlerdir. Psişik enerji (libido) sürekli psişe içinde akar ve hareketli yani dinamik bir yapı gösterir.

Çocukluğumdan beri Mısır ve hiyeroglifler zaten ilgimi çekerdi. Lisede meditatif çalışmalara başlamamla birlikte hep 2 imge bana görünürdü; Mısır’da iç içe geçmiş kapıları olan bir tapınak ve kat kat yukarı doğu çıkan bir Maya tapınağı. Rüyalarımda, imgelem çalışmalarımda hep bu iki mekana gider, orada kendimi görür, orayı sanki çok iyi tanırdım. Bu Mısır’daki tapınakta ise hep aynı Tanrıça imgesi gözümün önüne gelirdi; Tanrıça İsis. O dönemki bütün bu yoğun deneyimlerim zaten Tanrıça’nın Uyanışı atölyelerinin doğmasına ve Tanrıça arketipi üzerine bu kadar kafa yormama sebep oldu açıkçası.

2017 yılında Mısır’a bir seyahat yapma imkanım oldu. Programımız çoktan belliydi. Harika bir gruptuk, neşeyle, Antik Mısır’ın kült yapılarını dolaşıyorduk. Derken tamamen rastlantısal bir şekilde tur rehberimiz programı değiştirdi. Normalde 16 Mayıs’ta gideceğimiz Philae Tapınağına, 15 Mayıs gecesi gitme kararı verdi. Çünkü 15 Mayıs gecesi orada Sfenks’te olduğu gibi light&sound show olduğunu öğrendik.

Kutsalların kutsalı: en kutsal odaya gidiş. Fotoğraf Efe Elmas’a aittir.

Philae Adası ve Tapınağı: İsis’in Kutsal Mabedi

Bu tapınağın Nil nehri üzerinde minik bir adada olduğunu da öğrendik, yani kayıklarla gidecektik. Philae adası ismindeki bu ada, su baskını içinde kalmış ve Dünya devletleri “birlik” olarak bu adayı parçalayıp, taşımışlar. 15 Mayıs -tam doğum günüm olan gün- akşama doğru kayıklara bindik ve nehirde açıldık. İleride küçük kayalıklar arasında ada belirdiğinde, tüylerim diken diken oldu ve rüyalarım, imgelemlerim geldi aklıma; Burası hep gördüğüm yer miydi?… Zamanı aşan bazı hatıralar zihnime doldu, burayı tanıyordum. Adaya ayak bastığımızda tam karşımda kendimi bildim bileli imgelemde gördüğüm Mısır Tapınağı duruyordu. İsis’in kutsal tapınağı. Hatırlıyordum. Hiç de bana yabancı değildi. Kendi kimliğimin de zamansızlık içinde kayıp gittiğini hissettim.

İnsan psişesinde kaç anı var, kaç hatıra, kaç kişi… Kollektif bilinçdışının derin sularına hangi hatıralarımız gömülü, ben kimlerle aynı anıları paylaşıyorum… Terentius’un dediği gibi: “Homo sum humani nihil a me alienum puto”; İnsanım, ve insana dair hiçbir şey yabancı değildir bana. Yaşadığım deneyimi anlatmam pek mümkün değil ama bu tapınağın gerçek olduğunu bilmiyordum bile, farazi bir hayal sanıyordum. Sadece gözyaşları ve şükran duygusuyla karşıladım. Orada yaşadığım şahsi deneyimleri kendime saklıyorum. Ama bir daha o 15 mayıs gecesi doğdum diyebilirim. Biraz tapınaktan bahsetmek isterim;

Philae, İsis ve Hathor Tapınağı… Bir adanın üstündeki çok güçlü dişi enerjisiyle bir Tanrıça’nın tapınağı. Mısır’da inanılmaz bir eril taraf var, burası Mısır’ın bence en ama en dişil bölgesi. En içteki oda ise İsis’in kutsal odası. Her kapı, her oda ayrı bir sır… İnce ince efsunlarla işlenmiş, eski bilgi nakşedilmiş. Kulak verdiğinizde hala eski fısıltıları ve ilahileri duyabiliyorsunuz.

Antik Mısır zamanının kurallarına göre bu içteki odalara girmek yasak.

En içteki odaya ancak yüksek rahip ve yüksek rahibe ve Firavun ayak basıyor. İnisiyasyon sırlarına vakıf olmadıkça odadan odaya geçemiyorsunuz. Sıradan halk ise ilk kapıdan bile geçmeye yasaklı. Elbette modern çağda rahat rahat kutsalların kutsalı denen odaya girip elleyebiliyorsunuz. Ama bu sırların daha da görünmez olmasına sebep olmuş.

Philae tapınağı: Resim Efe Elmas’a Aittir. Solda Eş İsis, Sağda Anne İsis

İkinci fotoğraf ise tapınağa giriş kısmı. Solda kocası Osiris ile birlikte cinselliğiyle, arzusuyla, dişiliğiyle Eş İsis, sağda ise şefkatiyle, vericiliğiyle oğlu Horus’u destekleyen Anne İsis. Tanrıça’nın üç veçhesinden ikisi… Üçüncüsü ise görebilenler için odanın içlerinde gizli.Tapınakta gezerken çok ilginç bir şeyi fark ettim;

İşlemeler müthiş lakin Hristiyanlar tapınağı çekiçlerle bozmak isterken eş olan İsis ve kocasını bozmuşlar, anne olan İsis ve Horus’u bırakmışlar. Kadının dişiliğine saldırmışlar ama annelik vasfına dokunmamışlar. Keza Anne İsis, Meryem Ana; oğul Horus ise oğul İsa’ya çok benzerdir. İsis de aynı Meryam Ana gibi, eşi Osiris’in phallusu olmadığı için büyü ile hamile kalır ve Bakire İsis olarak anılır. Bakire Meryem gibi… Horus da bir güneş Tanrı olarak 25 Aralıkta doğar, İsa’da güneşle ve ışıkla alakalı olarak 25 Aralıkta doğar…

Peki resimleri bozulan eş İsis Hristiyanlıkta ne olarak geçer?

Bir hayat kadını olduğu söylenen İsa’nın yolunda yürüyecek olan Magdelenalı Meryem olarak. Böylelikle İsis’in gizli öğretisi İncilde Magdelali “Meryem” ve “Meryem” Ana olarak iki karakterde kendini gösterir… Ve İsis’in sırları tüm ataerkil döneme rağmen böyle devam eder.

İkinci gördüğüm Maya tapınağını ile daha buluşmadım. Ama yaşadığım deneyimlerden, zamanı geldiğinde orayı da göreceğimi hissediyorum. Psişe, insanın kendini keşfetmesi için imgelerle iletişim kuruyor; ruhun derinliklerinden yükselen imgeler bazen bir çağrı oluyor. İnsan bilinçdışı, kendinden daha fazlasına uzanıyor, mekanın ve zamanın ötesine, kendini keşfedeceği ve onu bekleyen nice olasılığa.

Efe Elmas
Kadim Lisan

Henüz Yorum Yapılmamış

Cevap Yaz

E-Posta adresiniz paylaşılmayacak.