Masallara karşı duyulan büyük ilgi ve sempatinin yanında büyük bir korku ve önyargı ile de karşılaşıyorum. Bu, masal anlatmaya başladığım zamandan bu yana değişmedi.
Masallar, anlatıcılarından bağımsız düşünülemez. Onlar bir edebi tür değil sözlü kültür ürünleridir ancak bu onların bireylere bağlı olmadığını göstermez. Anlatıcıların anlattığı mekandan, zamandan, hayat görüşünden bağımsız düşünürsek masalları bir noktada derin bakış açımızı kaybedebiliriz. Anlatıcı, masala hayat veren kişiyse eğer bunu cesaretiyle, korkularıyla ve iletmek istedikleri ile yapar.
Masal, bizim hayatın derin hakikati ile bağlantı kurmamızı sağlar. Bunun içinde ölüm, aldatılmak, terk edilmek, erginlenmek gibi hayatımızda var olan konular vardır. Bu konular konuşulmalı, duygular ifade edilmelidir. Bir masal, kişiyi korkutup kapana sıkıştırmaz, korku yaşanabilir ama hemen ardından çözüm gelecektir. Ayrıca bu bizi ya da çocuğumuzu sıkıştıran konuları konuşmak için iyi bir fırsattır.
Günümüzde hayatı “sterilize” yaşama kaygısı ile hiç bir konu derinlemesine konuşulmuyor. Sansür her alanda karşımıza çıkıyor. Şiddet sahneleri televizyonda açıkça gösterilirken sigara sansürleniyor, öpüşme sahneleri kesinlikle yasak. Maalesef aynı sansür masal için de uygulanmakta. Ölüm, korku, kötülerin cezalandırılması sansürlendikçe masal kendi olmaktan çıkıyor ve tam da yukarıda bahsettiğim “anlatıcısından bağımsız”laşamıyor. Masala uygulanan bu sansür devam ettikçe belki de yüzyıl sonra masallarda kimse ölmeyecek, kurdun karnı yarılmayacak, büyükanne ile kurt arkadaş olacak ve bizler de şaşıracağız; bize anlatılan masallarda her şey çok güzel hiç olumsuz bir durum yokken hayat neden bu kadar karmaşık ve şiddet dolu?
Masallar toplumları “uslu” tutmak için anlatılmaz, cesaret için, hakkını aramak için, kendin olmaya cüret etmek için anlatılır. Bu sebeple de aslında korkulması kadar doğal bir şey yok. Kendimizi sansürlemeden önce bunu neden yaptığımızı bir kez daha düşünelim.
Son olarak da; sadece içimize sinen, anlatmak istediğimiz masalları anlatalım, hepsinden sorumlu değiliz.