Babil Yaratılış Miti ve Anlamı

Mehmet Güreli’nin dediği gibi “Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye? Kimse bilmez, kimse bilmez…” Ama eski halkların bazı fikirleri var…

Yaratılış destanları neredeyse birbirinin aynıdır… Her daim bir kaos, kaostan bir özün niyetiyle var oluş ve sonra Dünya ve insanın yaratılışı anlatılır. Yaratılış destanlarındaki kaostan düzenin gelişi; okyanusta yüzen bir yılan; gök ile yer birken ikisinin ayrılması; boşluktan ışığın doğuşu; hiçlikten varoluşun gelişi gibi farklı metaforlarla ama aynı anlamda anlatılır.

O boşluktan büyük patlamanın, hiçlikten varlığın çıkışı ortak, kadim bir anlatımdır.

Bu yaratılış destanlarından en güzel anlatılmış olanlarından biri de Babil Yaratılış Destanı’dır.

Babil Yaratılış Miti

Babil yaratılış destanında Tiamat, acı su veya deniz suyunu haliyle o derin okyanuslardaki kaosu ve boşluğu temsil eder. Kaostan düzenin yaratılması Absu ile Tiamat’ın birbirine karışması olarak algılanır zira Absu (Ab: su, su/zu: derin demektir Absu; derin sular anlamına gelir) tatlı su kaynaklarını temsil eder. Tatlı su yaşam getirirken, tuzlu su tüketilemez.

Böylelikle çamurlu sudan, yaratılış meydana gelecektir…

Eski uygarlıklar kaostan düzene gelişi, dünyevi simgelerle anlatır ve bu kozmolojik yaratımın simgesel kadim lisanıdır.

Mummu; bilgelik tanrısıdır ve aynı zamanda zanaatı temsil eder. Apsu ve Tiamat’ın elçisidir.

Lahmu ile Lahamu eril ve dişil tanrılar olarak takım yıldızların, zodyakın ve burçların tanrılardır. Bu iki evrensel formdan Anşar ve Kişar yani Gök baba ve Toprak ana doğacaktır. Anşar göğün tamamı, Kişar, yeryüzünün tamamı demektir. Gök baba ve Toprak anadan Gökyüzünün Tanrısı Anu, Anu’dan da Suların tanrısı Ea doğacaktır.

Babil ve Sümer mitlerine göre İnsan, Tanrıların formunda, mükemmel ve kutsal bir görev için; ilk rahip / ilk rahibe olarak yaratılmıştır.

Aşağıdaki destan tipik bir yaratılış destanıdır ve tüm simgeselliği diğer eski kültürlerin mitlerinde bulabiliriz; Önce kaos vardır (okyanus, boşluk, abyss, karanlık vb.) sonra o kaostan düzen yaratılır (Işık meydana geldi, yeryüzü ile gökyüzü ayrıldı, büyük yılan hareket etmeye başladı vb.) ve o düzenden de tanrılar, dünya ve insan yaratılır.

Babil Yaratılış Mitinde Tanrıların ve İnsanın Doğuşu

(Bu aşağıdaki çeviri Talat Sait Halman’a aittir.)

Gökler yoktu bir zamanlar,
Yeryüzü yoktu, yükseklik ve derinlik,
İsim yoktu. Toprak altında Apsu vardı yalnız,
İlk yaratıcı olan tatlı su.
Bir de acı su Tiamat vardı.
Bir de döl yatağına dönen Mummu;
O zamanlar tanrılar yoktu daha.

Birbirine karışmıştı tatlıya acı,
Örgülü kamışlar belirmemişti henüz,
Suları bulandırmıyordu sazlar.
Tanrıların adı yoktu, doğası yoktu,
Geleceği yoktu, işte o vakit
Sürüklenip gelmiş çamurlarla dolu suda,
Apsu’dan ve Tiamat’dan, ansızın,
Tanrılar yaratıldı:

Çamurdan doğan Lahmu ile Lahamu,
Daha genceciktiler, boyları uzamamıştı,
Göklerin ufku Anşar ile yeryüzü ufku Kişar
Onlara baskın çıktı da
Uzadı göğün ve yerin çizgileri
Ufuklarda bulutları çamurdan ayırdı.

Günler günleri kovaladı, yıllar yılları,
Anşar’la Kişar’ın ilk çocuğu Anu, boş gök,
Ulu Tanrı Ea’yı doğurdu kendi başına.
Ea: göğün ufkundan daha geniş bir akıl,
Benzerlerinin hepsinden kat kat güçlü.

Marduk, Ea’ya insanı bir sanat eseri gibi
Yaratmak istediğini anlattı;

Kanı kanla birleştireceğim,
Kanı kemikle;
Bir şey yaratacağım benzeri görülmemiş,
Adı İNSAN olacak,
İlk İnsanı yaratıyorum.

Henüz Yorum Yapılmamış

Cevap Yaz

E-Posta adresiniz paylaşılmayacak.